SeyyaH
Süper Moderatör
- Katılım
- 10 Nis 2019
- Mesajlar
- 4,794
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 36
- Yaş
- 33
- Konum
- istanbul
- Cinsiyet
-
- Bay
- Takım
- Beşiktaş
1973 petro krizi
Sadece Ortadoğu coğrafyası açısından değil, dünya siyasi tarihi açısından 20. yüzyılın en önemli olaylarından birisi hiç şüphesiz ki petrol yatağı Ortadoğu topraklarında 1948 yılında İsrail devletinin kurulmuş olmasıdır. ABD ve İngiltere’nin yoğun desteğiyle, Arap devletleri başta olmak üzere pek çok devletin tepkisine rağmen kurulan bu devlet varlığını sürdürebilmek adına çok sayıda savaşa girişmiş, öncelikle ayakta kalabilmiş, sonrasında ise yaşam alanını genişletmiştir.
1973 Petrol Krizi, 15 Ekim 1973 tarihinde Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri Birliğinin OAPEC (OAPEC, OPEC üyesi Arap ülkeleriyle Mısır ve Suriye’den oluşur) Yom Kippur Savaşında ABD’nin İsrail Ordusuna destek vermesine karşılık olarak ilan ettiği petrol ambargosudur.
OAPEC, ABD ve savaşta İsrail’den yana tavır sergileyen ülkelere artık petrol ihraç etmeyeceğini bildirir. Bununla beraber OPEC üyesi ülkeler dünya petrol fiyatlarını yükselterek ülkelerine giren kaynakları artırmaya karar verirler.
Gelişmiş ülke sanayileri petrole bağımlı durumda olduğu için OPEC ülkelerinin önde gelen müşterileri durumundadır. 1973 yılında petrol fiyatlarındaki şaşkınlık verici artış ve 1973-4 dönemindeki borsanın çöküşü 1929 Krizinden beri yaşanan küresel bir ekonomik krizdi ve sadece fiyat artışlarıyla açıklanamayacak mekanizmalara ve uzun dönem etkilerine sahipti.
Bu krizden en fazla etkilenen, doğa kanunu gereği gene fakir ülkeler oldu. Özellikle ülkemizde, artan petrol fiyatları pek çok sıkıntıyı beraberinde getirdi. Arap ülkeleri, geri kalmış ve gelişmekte olan Müslüman ülkeler için yeterli bir yardım programı gerçekleştiremedi. Batı’ya vurmak istedikleri darbenin acısı, Müslüman, fakir ülkelerden çıktı.
Kriz döneminin ilk günlerinde Almanyada bir kış günü bir tren istasyonunun bekleme salonuna girdiğimde ortadaki büyük sobanın yanmadığını gördüm, sobanın üzerindeki bir kağıtta "Petrol krizi tedbirleri nedeniyle istasyonlardaki sobalar yakılmamaktadır, vatandaşlrdan özür dileriz" yazılıydı ve altında dönemin başbakanı Willy Brandt'ın imzası vardı.
Ayrıca tek-çift plaka uygulaması yapılıyordu.
Türkiye'ye geldiğimde ise benzinin sudan ucuz satıldığını ve kriz için hiç bir tedbir alınmadığını gördüm.
Daha sonra dönemin başbakanı Süleyman Demirel bir soru üzerine:
"Memlekette benzin vardı da biz mi içtik"
Demiştir.
Sadece Ortadoğu coğrafyası açısından değil, dünya siyasi tarihi açısından 20. yüzyılın en önemli olaylarından birisi hiç şüphesiz ki petrol yatağı Ortadoğu topraklarında 1948 yılında İsrail devletinin kurulmuş olmasıdır. ABD ve İngiltere’nin yoğun desteğiyle, Arap devletleri başta olmak üzere pek çok devletin tepkisine rağmen kurulan bu devlet varlığını sürdürebilmek adına çok sayıda savaşa girişmiş, öncelikle ayakta kalabilmiş, sonrasında ise yaşam alanını genişletmiştir.
1973 Petrol Krizi, 15 Ekim 1973 tarihinde Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri Birliğinin OAPEC (OAPEC, OPEC üyesi Arap ülkeleriyle Mısır ve Suriye’den oluşur) Yom Kippur Savaşında ABD’nin İsrail Ordusuna destek vermesine karşılık olarak ilan ettiği petrol ambargosudur.
OAPEC, ABD ve savaşta İsrail’den yana tavır sergileyen ülkelere artık petrol ihraç etmeyeceğini bildirir. Bununla beraber OPEC üyesi ülkeler dünya petrol fiyatlarını yükselterek ülkelerine giren kaynakları artırmaya karar verirler.
Gelişmiş ülke sanayileri petrole bağımlı durumda olduğu için OPEC ülkelerinin önde gelen müşterileri durumundadır. 1973 yılında petrol fiyatlarındaki şaşkınlık verici artış ve 1973-4 dönemindeki borsanın çöküşü 1929 Krizinden beri yaşanan küresel bir ekonomik krizdi ve sadece fiyat artışlarıyla açıklanamayacak mekanizmalara ve uzun dönem etkilerine sahipti.
Bu krizden en fazla etkilenen, doğa kanunu gereği gene fakir ülkeler oldu. Özellikle ülkemizde, artan petrol fiyatları pek çok sıkıntıyı beraberinde getirdi. Arap ülkeleri, geri kalmış ve gelişmekte olan Müslüman ülkeler için yeterli bir yardım programı gerçekleştiremedi. Batı’ya vurmak istedikleri darbenin acısı, Müslüman, fakir ülkelerden çıktı.
Kriz döneminin ilk günlerinde Almanyada bir kış günü bir tren istasyonunun bekleme salonuna girdiğimde ortadaki büyük sobanın yanmadığını gördüm, sobanın üzerindeki bir kağıtta "Petrol krizi tedbirleri nedeniyle istasyonlardaki sobalar yakılmamaktadır, vatandaşlrdan özür dileriz" yazılıydı ve altında dönemin başbakanı Willy Brandt'ın imzası vardı.
Ayrıca tek-çift plaka uygulaması yapılıyordu.
Türkiye'ye geldiğimde ise benzinin sudan ucuz satıldığını ve kriz için hiç bir tedbir alınmadığını gördüm.
Daha sonra dönemin başbakanı Süleyman Demirel bir soru üzerine:
"Memlekette benzin vardı da biz mi içtik"
Demiştir.