Devlet Bahçeli: ABD'nin İran'a saldırısı skandal ve sorumsuzca

absent722

Forum Üyesi
Katılım
26 Mar 2021
Mesajlar
69,258
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Takım
HataySpor
Devlet Bahçeli'den ABD'ye tepki

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD'nin İran'a yönelik saldırısı için "Skandal ve sorumsuz bir saldırıdır." dedi. Bahçeli, "Durum çok ciddidir." ifadesini kullandı.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD'nin İran'a ait nükleer tesisleri bombalamasına tepki gösterdi.

ABD saldırısının skandal ve sorumsuzca olduğunu söyleyen Devlet Bahçeli, "Bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin toplanması, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin ABD’nin İran'a karşı güç kullanımından dolayı endişe duyduğunu açıklaması bayağı bir kandırmacadır." ifadelerini kullandı.

"SAVAŞ SAHNESİ KURULDU" "Herkes kirli rolünü oynamaktadır." diyen MHP lideri, "Savaşlar kuşağının düğümü çözülmüş, kurdelesi kesilmiş, sahnesi kurulmuştur." değerlendirmesinde bulundu. "VAHİM GELİŞMELERİN FİTİLİNİ TUTUŞTURACAK" İsrail-İran savaşı ve ABD'nin İran'daki bombardımanı sonrası İran'in misilleme tehdidi ve Hürmüz Boğazı'ndaki gelişmelerin öngörülmesi zor vahim gelişmelerin fitilini tutuşturacağını belirten Bahçeli, "Aklıselimin galip gelmesi, anlaşmazlıkların diplomasi masalarında ele alınması, barışçıl çabalara sahip çıkılması her ülkenin çıkarınadır." dedi. "DURUM ÇOK CİDDİDİR" Bahçeli, "Durum çok ciddidir ve hedef ülkeler kataloğunu doğru okumak, doğru yorumlamak, buna muvafık pozisyon almak mecburiyeti bağımsızlık ve beka meselesidir." ifadelerini kullandı.Bahçeli'nin yazılı açıklamasının tamamı şöyle: "Bir yanda üzerinde yaşadığımız geniş coğrafya diğer yanda küresel denge ve kurul düzen dehşet girdabına doğru hızla sürüklenmekte, aşırılaşan risk ve tehditler insanlığın ortak geleceğini perdelemektedir. Vahamet tonu yüksek gelişmeler her yönüyle esef ve endişe veren kritik bir aşama istikametinde sürekli ve süratli şekilde ilerleyiş kaydetmektedir. Esasen yıllardır pamuk ipliğine bağlı olan, kırılganlığı tartışmasız halde bulunan bölgesel huzur ve istikrar ortamı bütünüyle talan ve tahrip eşiğindedir. Adından herkesin bahsettiği, velakin gittikçe karanlığa hapsedilen barışçıl diyalog ve diplomatik mekanizmaların bağlayıcılığı, inandırıcılığı ve ikna kapasitesi vahim ölçüde zaafa uğramaktadır. Maalesef üçüncüsünün telaffuz edildiği yeni bir dünya savaşının kademe kademe ağları örülmekte, ihbar ve izharı yapılmaktadır. “Gücü yeten yetene” anlayışının öne çıktığı, “haklının güçsüz, güçlünün haksız” olduğu çarpık ve zalimane mahiyetli siyasi, stratejik ve ekonomi-politik anarşinin uluslararası sistemin sorun çözme vasfını iyice körelttiği görülmektedir. Siyonist-Emperyalist azgınlık, iddia ve ifadesi sık sık dile getirilen “Kurallara Dayalı” küresel sistemi yıkım tüneline sokmak, hatta çok vektörlü krizlerin zincirleme reaksiyonuyla imha etmek için konvansiyonel tertip halindedir. İsrail’in 13 Haziran 2025 tarihinde İran’a karşı başlattığı gayri meşru saldırı dalgası her vahşet ihtimalini akıllara düşüren kaos ve karmaşa dinamiklerini tetikleme hüviyeti taşımaktadır. Durum çok ciddidir ve hedef ülkeler kataloğunu doğru okumak, doğru yorumlamak, buna muvafık pozisyon almak mecburiyeti bağımsızlık ve beka meselesidir. Karşılıklı olmak suretiyle ilanı yapılmamış bir savaş halinin tüm komplikasyonları tedavüldedir. Kuzeyimizde üç yılı aşkın bir süredir devam edegelen Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş henüz sonlanmamışken, bu defa da güneyimizde Batı’nın kirli işlerini ikmal eden İsrail’in İran’a canice musallat olması yalnızca gündemdeki nükleer programa ilişkin ihtilafla izah ve ihata edilemeyecektir. Benzeri boş bahaneleri Irak’a karşı da ileri süren zalimler koalisyonun tek yanlı, sübjektif, hiçbir ahlaki ve insani değere dayanmayan haksız, hayasız ve hukuksuz saldırganlığının hiçbir temeli yoktur. Savaşları bitirmenin vaadini veren ABD Başkanı’nın yeni savaşlar fitilini tutuşturması elbette derin bir tenakuz ve politik tutarsızlık, aynı zamanda sahtelik ve samimiyetsizliktir. Bu güvenilmez, köşesiz ve sakat siyasi tavra karşı en adil ve hakkaniyetli muameleyi yapacak olan ABD halkıdır.
Devlet Bahçeli

İsrail Başbakanı’nın, “İran’ın nükleer iştahını” sona erdirmek amacıyla saldırıya geçtiklerini söylemesi bu çağın soykırımcısının akıl tutulmasından ve çelişkide bocalıyorken yanlışı savunacak gerekçeyi üretme kurnazlığından başka bir şey değildir.

İsrail’in nükleer silahlara erişim ve elde etme hakkı hiç tartışılmadan, dahası hiçbir eleştiriye uğramadan, başka bir ülkeyi bu kapsamda caydırma ve cezalandırma teşebbüsüne destek olunması akıl, adalet ve mantık muhtevasında karşılığı olmayan yanlıştır.

İran’ı veya bölgesel bir başka ülkeyi sorun görenlerin mazlumların can düşmanlığında markalaşan İsrail’i koruma kalkanına alması sadece çifte standartla ifade edilemeyecek adaletsiz, eşitsiz ve egemenlik ilkelerini çiğneyen bir ahlaksızlıktır.

Bu merkezde olmak üzere, ABD yönetimi musibetin sırtını sıvazlayan, çıkar lobilerinin oyuncuğuna dönen, soykırımı sessizce izleyen, İslam toplumlarına her fırsatta silah gösteren, küresel vicdanı silindir gibi ezip geçen zorba ve zulüm mimarisidir.

İsrail’in güç ve zor kullanarak etrafına korku salma politikasının koruyucu mihveri bellidir, nitekim dökülen kanlarla ve işlenen cinayetlerle irileşen vandallık dünya barışını her zaviyeden tehlikeye atmaktadır.

ABD’nin, İran ile İsrail arasındaki fiili savaşa dahil olarak hedef olarak tespiti yapıldığı söylenen üç nükleer tesisi dün itibariyle bombalaması skandal ve sorumsuz saldırıdır.

Bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin toplanması, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin ABD’nin İran’a karşı güç kullanımından dolayı endişe duyduğunu açıklaması bayağı bir kandırmacadır.

Herkes kirli rolünü oynamaktadır.

Savaşlar kuşağının düğümü çözülmüş, kurdelesi kesilmiş, sahnesi kurulmuştur.

Birleşmiş Milletler; sızlanma, nazlanma, sitem ve şikâyet mercii değil, gerekirse barışı inşa etmek maksadıyla insani müdahaleyi yapma hakkını hukuken uhdesinde bulunduran bir uluslararası teşkilattır.

Düzenlenen hava akınları, uçuşan füzeler, ilk kez kullanılan bombalar, gelişmiş silahlarla teçhiz edilen savaş gemileri, baş döndüren örtülü operasyonların şiddeti, psikolojik ve siber savaşın yaygınlığı, belirlenmiş nokta hedeflerin etaplar halinde vurulması, siyasi ve ekonomik kutuplaşmanın tahammül sınırlarından taşması çivisi çıkan dünyanın mahvı bitap halinin on günlük özetiyken Birleşmiş Milletler felç halindedir.

Gazze’de bebekler, çocuklar, kadınlar, ezcümle onbinlerce masum katledilirken suskun kalanların, nefesi bile duyulmayanların insan hakları, özgürlükler ve demokratik erdemler çerçevesinde iflas bayrağını çekmesi beklenen, üstelik şaşılmayacak bir alçalmanın tescilidir.

ABD’nin İran’a saldırması, İsrail’in dur durak bilmeyen hunhar hamleleri, İran’ın misilleme tehdidi ve nihayet Hürmüz Boğazı’nın kapatılma kararı öngörülmesi kolay olmayan sıcak ve vahim gelişmelerin fitilini tutuşturacaktır.

Aklıselimin galip gelmesi, anlaşmazlıkların diplomasi masalarında ele alınması, barışçıl çabalara sahip çıkılması her ülkenin çıkarınadır.

Nükleer silahların devreye alınarak yeni bir dünya savaşının yaşanması insanlığın toplu kıyım ve yıkımına hizmet edecektir.

İsrail mutlaka durdurulmalı, bu amaçla uluslararası camia ayağa kalkmalıdır.

İran İslam Cumhuriyeti’nin rejimiyle ilgili sakıncalı ve sancılı hedefler, özellikle tarihi Türk kentlerinin bombalarla harap edilmesi bilhassa diğer bölge ülkelerine şiddetle mühürlenmiş mesajdır.

Irak, Suriye ve İran’dan sonra hangi ülkenin gündemde olacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yoktur.

Bilinmelidir ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı, birliği, egemenliği ve tarihi müktesebatı her türlü mülahaza ve mütalaanın üstündedir.

Cumhuriyet Halk Partisi ile diğer muhalefet partilerinin hamasetten uzak, yalan ve saptırmadan bağımsız, iftira ve asılsız isnatlardan ayrı siyaset takip etmeleri milli güvenliğimiz ve iç cephemiz açısından kaçınılmaz bir ihtiyaçtır.

İfade ve düşünce özgürlüğünün sınırlarını ihlal edip ruhlarına yuva yapmış nefreti her fırsatta sözlerinin ve değerlendirmelerinin arasına tıpkı bir bomba gibi yerleştiren bazı sözde gazetecilerin, yarım aydınların ve safralaşmış uzmanların Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu unutmaması tavsiye ve temennimdir.

Hiç kimse dokunulmaz değildir.

Tarihi misallerle bugüne gönderme yapanların, tehdit dozajı hazmedilemez konuşmaların tarafı olanların Türkiye’nin yol geçen hanı olmadığını idrak etmeleri lazımdır.

Etrafımız ateşle çevrilmişken Türkiye’mizi dipsiz ve sinirleri geren tartışmaların içine çekenlerde iyi niyet beklenmeyeceği ortadadır. Yeni bir dünyanın sancıları artmıştır.

Terörsüz Türkiye hedefiyle Türkiye barış ve huzurun parlayan kutup yıldızı olacaktır.

Bunu kıskanan, bunu kaldıramayan, bunu çekemeyen kim veya kimler varsa Siyonist-Emperyalist senaryoya figüranlık yapmaktadır.

Türk milleti bu tip figüranlara karşıdır, hesabını sormaya muktedirdir. İran’a atılan bombalarla ülkemize mesaj veren, DEAŞ’ı Şam’da bir kiliseye saldırtan, yabancı ajanları içimizde dolaştıran, muhtemel provokasyon ve ajitasyonları planlayan bölgesel ve küresel mihrakların oyunlarını 86 milyon vatandaşımız tek yürek halinde bozacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı vatan ve millet sevdasıyla milli ve manevi hazinemizi muhafazaya yeminlidir.

Yakın tarihimizi sorgulayarak vatansever kahramanlarımıza çamur atanların, katil yaftası vuranların, İsrail’in soykırımını hasır altı ederek Türk milletinin varlığında soykırım izi sürenlerin gaflet ve dalaletten bir an evvel kurtulmaları, gerilim üreten söz ve açıklamalardan uzak durmaları iç barış ve huzur ortamımız için tarihi zorunluluktur. Başka Türkiye yoktur.

Bu ülke hepimizindir.

Bu bayrak benim, bu vatan benim, bu millet onurum diyen herkes özbeöz kardeşimizdir, yeni yüzyılda el ele verip Türkiye Yüzyılının manifestosunu yazmak muhakkaktır.

Bundan sonra muhtemel provokasyonlara azami dikkat edilmelidir. Kara propagandalara karşı tedbirli olunmalıdır.

Devlet milletiyle birdir, milli varlığımıza yönelecek tehditlere bin yıllık kardeşlik ve beraberlik hukukuyla direniş gösterilecektir.

Unutulmamalıdır ki, Türk milleti her zaman hedeftedir.

Yaşadığımız coğrafyanın oyun kurucusu, tarihsel prestiji, barış sevdalısı, huzur bekçisi, stratejik kuvveti, siyasi ağırlık merkezi, asıl direği, geleceğin çarpan kalbi Türk milletidir.

Bütün hesaplar üzerimize yapılmaktadır.

Hilal ile haç mücadelesi devam etmektedir.

Tarihi Şark Meselesi gündemdedir.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin bağımsızlığı ve bekasıyla, büyük Türk milletinin birliği ve refahıyla, bölgemizin, daha genelinde ise dünyanın barış ve huzuruyla sorunu olanların Türkiye’yle uğraşması, Türkiye’yi hedef seçmesi boşuna değildir.

Bunların hepsine sonuna kadar direneceğiz.

Türkiye’den ve Türk milletinden asla taviz vermeyeceğiz."

Video - İşte Fordo nükleer tesisini vuran Amerikan bombaları!​


Okumaya devam et...
 

Yağız

Forum Üyesi
Katılım
23 Eyl 2021
Mesajlar
188
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Takım
Göztepe
Haber için teşekkürlerler.
 
metal işleme
Üst