Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
gönlünce
zarf, (gönlü'nce)
Dileğine uygun olarak:
"Ama resimli reklam filmleri çizmeye ayrılmış saatlerinden pek azı, ona gönlünce çalışmak için kalıyor." - Yusuf Ziya Ortaç
gönül, -nlü
1. isim Sevgi, istek, düşünüş, anma, hatır vb. kalpte oluşan duyguların kaynağı:
"Gönüllerin birbirine kaynaştığı o günler millî bayramlarımızdan biriydi." - Orhan Seyfi Orhon
2. isim, mecaz İstek, arzu:
Okumaya gönlün var mı?
gönüllü
1. sıfat Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen:
"Yabancı dil bildiği için de Kore'ye gönüllü olarak göndermeye kalkmışlardı." - Çetin Altan
2. sıfat Çok istekli:
"Bu ilginç resimden yola çıkarak yaratacağı öykünün içine gönüllü olarak balıklama daldı."...
görgü
1. isim Bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik davranışları, terbiye:
"İçinde yaşadığımız aynı çevre, aynı görgü, beni tamamıyla onlara benzetmiyor." - Osman Cemal Kaygılı
2. isim Bir kimsenin, yaşayarak ve deneyerek elde ettiği birikim, deneyim:
"Bu...
görgüsüz
sıfat
Görgüsü olmayan:
"Mağazalar, görgüsüz yeni zenginlerin zevklerine uygun yemek odası takımları ile doldurmuşlardır vitrinlerini." - Necati Cumalı
görgüsüzce
1. sıfat Görgüsüz bir biçimde olan:
"Bundan ötürü de hâllerinde görgüsüzce bir çalım, budalaca bir durum sezilir." - Haldun Taner
2. zarf (gözgüsü'zce) Görgüsüz bir biçimde.