Arama sonuçlarınız

  1. SeyyaH

    “Kenar ilçe çocuğu dediği adamın 600 milyonluk serveti var”

    Milyonlarca TL’lik serveti olduğu bilinen ve mal varlığı hakkında gizlilik kararı aldıran, ayrıca dolandırıcılıktan yargılanan CHP’li Ekrem İmamoğlu’na, “Kenar ilçe çocuğu” diyerek masum göstermeye çalışan Karar yazarı Ahmet Taşgetiren’e, Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan...
  2. SeyyaH

    iktisap

    iktisap, -bı isim, eskimiş, (iktisa:bı), Arapça iktis?b Kazanma, edinme, edinim.
  3. SeyyaH

    iktisat

    iktisat, -dı (iktisa:dı), Arapça i?ti??d 1. isim Ekonomi. 2. isim Tutum.
  4. SeyyaH

    iktisatçı

    iktisatçı isim Ekonomi alanında uzman olan kimse, ekonomist: "Tarihçiler, iktisatçılar, siyasetçiler yorumlayabilirler savaşı." - Reha Mağden
  5. SeyyaH

    iktiza

    iktiza isim, eskimiş, (iktiza:), Arapça i?ti?? Gerekli olma, gerekme.
  6. SeyyaH

    il

    il 1. isim Ülkenin vali yönetimindeki bölümü, vilayet: "İllerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır." - Anayasa 2. isim şehrin niteliklerini taşıyan büyük yerleşim yeri. 3. isim Ülke, yurt. 4. isim, tarih Eski Türklerde devlet.
  7. SeyyaH

    ila

    ila edat, eskimiş, (ila:, l ince okunur), Arapça il? Belirtilen sayıların da dâhil edildiği aralığı anlatan söz: Bugün Ege'de rüzgâr üç ila beş kuvvetinde esecekmiş.
  8. SeyyaH

    ilaç

    ilaç, -cı (l ince okunur), Arapça ?il?c 1. isim Bir hastalığı iyi etmek veya önlemek için türlü yollarla kullanılan madde, em, deva. 2. isim, mecaz Çare, önlem.
  9. SeyyaH

    ilaçlamak

    ilaçlamak 1. -i İlaç sürmek. 2. -i Mikroplardan arındırmak, zararlı böceklerden korunmak amacıyla ilaç püskürtmek veya sıkmak: "Ekici borç harç ilaçlayacaktı tarlasını." - Necati Cumalı
  10. SeyyaH

    ilaçlanmak

    ilaçlanmak nesnesiz İlaçlama işi yapılmak.
  11. SeyyaH

    ilaçlık

    ilaçlık sıfat İlaç yapmak için ayrılmış, ilaç yapmaya yarar.
  12. SeyyaH

    ilaçsız

    ilaçsız 1. sıfat İlacı olmayan. 2. sıfat İlaçlanmamış.
  13. SeyyaH

    İlah

    İlah isim, özel, din bilgisi, (ila:hı, l ince okunur), Arapça il?h Tanrı. ilah (ila:hı, l ince okunur), Arapça il?h 1. isim Bir alanda yaratıcılığı ile hayranlık uyandıran, çok beğenilen, çok tutulan kimse: Müzik dünyasının ilahı. Moda ilahı. 2. isim, din bilgisi Çok tanrıcılıkta tanrı.
  14. SeyyaH

    ilahe

    ilahe isim, (ila:he, l ince okunur), Arapça il?he Tanrıça.
  15. SeyyaH

    ilahi

    ilahi (I) ünlem, (i'la:hi, l ince okunur), Arapça il?h? `Bu ne hâl, ne tuhaf` gibi şaşma, sitem bildiren bir söz: "İlahi Eda abla! Güzele bakmanın sevap olduğunu bilmez misin sen?" - Necati Cumalı ilahi (II) isim, müzik, edebiyat, (ila:hi, l ince okunur), Arapça il?h? Tanrı'yı övmek, ona...
  16. SeyyaH

    ilahiyat

    ilahiyat isim, felsefe, (ila:hiya:tı, l ince okunur), Arapça il?hiyy?t Tanrı bilimi.
  17. SeyyaH

    ilahiyatçı

    ilahiyatçı isim, felsefe Tanrı bilimci.
  18. SeyyaH

    ilahiyatçılık

    ilahiyatçılık, -ğı isim Tanrı bilimcilik.
  19. SeyyaH

    ilahlaşmak

    ilahlaşmak nesnesiz Yücelmek, çok beğenilmek, hayranlık uyandıran bir duruma gelmek: "Sanki biraz güneş içmiş gibi sendeleriz ve biraz ilahlaştığımızı duyarız." - Abdülhak şinasi Hisar
  20. SeyyaH

    ilahlaştırmak

    ilahlaştırmak -i İlah durumuna veya biçimine getirmek.
metal işleme
Üst