Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Sen bir karanfilsin, delisin
İçlisin de, bükersin hemen boynunu
Mendilimin içindeki kirazdır
Mendilimin içi kiraz
Bilmem ki, ne desem, yaz mutluluğu.
Nasılız ay ışığındaki dostum
Bütün bir gecenin uykusuzluğu
Bak şimdi her şey bir dengeye uydu
Bir domates, birkaç domates hemen hemen tartıldı...
Sen bir karanfilsin, delisin
İçlisin de, bükersin hemen boynunu
Mendilimin içindeki kirazdır
Mendilimin içi kiraz
Bilmem ki, ne desem, yaz mutluluğu.
Nasılız ay ışığındaki dostum
Bütün bir gecenin uykusuzluğu
Bak şimdi her şey bir dengeye uydu
Bir domates, birkaç domates hemen hemen tartıldı...
Umuş
Bütün iyi kitapların sonunda
Bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda
Meltemi senden esen
Soluğu sende olan
Yeni bir başlangıç vardır
Parmağını sürsen elmaya, rengini anlarsın
Gözünle görsen elmayı, sesini duyarsın
Onu işitsen, yuvarlağı sende kalır
Her başlangıçta yeni bir anlam vardır...
Gecenin gölgesi düşerken
Ayıplarımızın üstüne
Kızıl diller yalarken
Gökyüzünü
Ölü bedenler çöküyor
Suyun dibine
Ağır ağır
Bir matem raksında sallanarak
Ve kendini kurban etmeye çıkmış
Anaların duaları
Göğe çarpıp dönüyor birer birer
Göğün akkor kafesine
Gecenin gölgesi düşerken
Üstümüze...
Öyle bir açmaza düştü ki vatan,
Uyku belli değil, düş belli değil.
Çöktü üstümüze bir kara duman,
Işık belli değil, loş belli değil…
Ümit Yaşar Oğuzcan
Dokunulmasa da, görülmese de;
Kalpte yer verilir bazısına,
Nedensiz...
Sen; aklım ve kalbim arasında kalan,
En güzel çaresizliğimsin.
Gerçi aklıma bile gelmiyorsun artık.
O kadar kalbimdesin ki...
Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme,
Kırk yılın hatırına "SEN" kalayım.
"Sevmek" ne uzun kelime...
Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...
Nazım Hikmet
Tarifsiz bir sevdada kimliksiz bir sessizliktin
Haykırışlarla çağlarken yüreğim durgun limanımdın
Sen adını koyamadığım
Senin adın kavuşmak olsun
Fırtınalarda yolunu kaybeden gemi misali
Rotasız ve pusulasız kalmışken yüreğim
Ve hoyratça savrulurken bir limandan bir limana
Teslim olmuşken...
“Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar
Seni düşünürken
Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır
Deliler gibi dönmeğe başlar
Döndükçe yumak yumak çözülür
Çözüldükçe ufalır küçülür
Çekirdeği henüz...
Bir insani unutmak,
bir insandan vazgeçmek,
bir insani hayatindan sonsuza kadar çikartmak zorunda
kaldin mi hiç?
Hani ölmüs gibi,
hani uzatsan da elini tutamayacagini bilmek gibi,
her an kapindan içeri gülümseyerek girecegini bekleyip
ama aslinda hiç gelemeyecegini de bilmen gibi.
Ne zor sey...
Korkak değilim umutsuz değilim bundan böyle
Değiştirdim sana yaraşmayan günlerimi verdiklerinle
Sana yaraşmayan ne varsa bir bir çıkarıp attım
Yeller esiyor şimdi o büyük karanlığımın yerinde
Geldin kutsal bildiklerimi yeniden tanımladın
Ülkemi bir bakışta bağladın güzelliğine
En varılmaz...
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz göğe...
Seni sevdim,
Seni birdenbire değil usul usul sevdim.
‘Uyandım bir sabah’ gibi değil,
Öyle değil nasıl yürür özsu dal uçlarına
Ve gün ışığı sislerden düşsel ovalara…
Seni sevdim…
Artık tek mümkünüm sensin…
Gülten Akın
Seneler,seneler evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı,bileceksiniz
İsmi Annabel Lee;
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni.
O çocuk ben çocuk,memleketimiz
O deniz ülkesiydi,
Sevdalı değil kara sevdalıydık
Ben ve Annabel Lee;
Göklerde uçan melekler bile
Kıskanırdı...
“Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç
Sana diyeceklerim söylemekle bitmez
Yıllardır yaşamımdan çaldığım zamanlar,
Adına düğümlendi
Bana yaşadığın şehirleri aç
Başka şehirleri özleyelim orada seninle
Bu evler, bu sokaklar, bu meydanlar
İkimize yetmez”
Yaşamda en önemli şey kazançlarımızı kullanmak değildir. Bunu herkes yapar. Asıl önemli olan kayıplarımızdan kazanç sağlamamızdır. Bu zeka gerektirir;akıllı insanlarla aptal insanlar arasındaki fark budur.
Bir nefes kadar yakın olsam da, yıldızlar kadar uzak olsan da eğer beni düşünüyor, istiyorsan ruhunu kayan yıldızlara bırak. Bir tanesi mutlaka getirecektir seni bana.