18 Yıldır Ne Oluyor?

SeyyaH

Süper Moderatör
Katılım
10 Nis 2019
Mesajlar
4,794
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Yaş
33
Konum
istanbul
Cinsiyet
  1. Bay
Takım
Beşiktaş
Yıllardır AKP'nin bir amerikan projesi olduğu yazılır çizilir, ben de aynı düşüncede olanlardanım, her ne kadar seçmeni buna ''nasıl olur, seçim yapılıyor adam kazanıyor'' şeklinde itiraz etse de bunun sosyo-ekonomik ve kültürel mekanizmalarını anlayabilecek kapasitede olmayan AKP seçmeninin itirazının bir kıymeti harbiyesi de yok, zeten şu andaki konum da bu değil.

Dedik ya AKP bir ABD projesi, bu da demektir ki amacı ve hedefi hizmet değil (mecburen yapması gerekenleri ve rant içerenleri saymıyorum ), o halde ayakta kalmasını, iktidarını devam ettirmesini sağlayacak başka bir mekanizmaya ihtiyacı olacaktı.
Bugüne kadar AKP'ye muhalefet eden çevreler, onun önüne gelen her fırsatı değerlendirip sinekten yağ çıkarırcasına kendi menfaatleri doğrultusunda kullanabilme becerisinden söz ettiler, kısmen böyle olsa da büyük resime baktığımda ben buna hiç katılmıyorum.
Birinci önceliği iktidarda kalmak olan bir proje parti, eğer iktidarını hayatın akışı içerisinde meydana gelen olayları kendi menfaatlerine uygun olarak yönetebilmesine borçlu olacaksa bunun için gerekli zeminlerin kendiliğinden oluşmasını bekleyemez.
Beni bu konuda diğer muhaliflerden ayıran nokta işte tam burası, AKP'yi iktidara geldiği günden bu yana ayakta tutan şey; önüne çıkan her fırsatı beceriyle kullanması değil, kullanıp menfaat sağlayabileceği bütün fırsatları bizzat kendisinin yaratmasıdır.

15 Temmuz dahil geçmişteki örneklerini sayıp zaman kaybetmeyeyim bugüne bakalım:
Karşımıza hayatın akışı içinde bir virüs problemi çıktı, tabii doğası gereği AKP'nin bu konu ile başa çıkabilmesi mümkün değidi, öngörüldüğü gibi konuyu ellerine yüzlerine bulaştırmış ve hızla yokuş aşağı inerlerken bir anda pratik olarak ne işe yaradığı anlaşılmayan bir sokağa çıkma yasağı ilân ettiler, herkes bu yasağın alınış şeklinin ve uygulamasının yanlış olduğunu, hesap kitap yapılmadan uygulamaya koyulduğunu söylerken ben ise zaten amacın hesap kitap olmadığını bu yasak kararının sırf dün oynanan tiyatronun sahneye koyulabilmesine zemin olması için alındığını söylüyorum.
Sonuç olarak Soylu istifa etti hem de kişiliğinden ve yaratılışından beklenmeyen bir şekilde; ''yaptığım yanlış neticesinde yaşanan görüntüler bu sürece yakışmadı'' mealinde söyledikleriyle ''onurlu, demokratik'' bir insan profili sergiledi.

Soylu'nun mağduriyetinin getirdikleri:

1)- Bu yasağın asıl karar vericisi ve virüs sürecinin de tek sorumlusu AKlandı.

2)- Karar vericinin Soylu'nun istifasını reddedme gerekçelerine baktığımızda bu süreç bir Soylu ve AKP propagandasına dönüştürüldü.

3)- istifasının reddedilmesinden sonra Soylu'nun yaptığı açıklamalardan gördük ki istifayı verirken ''onurlu, demokratik, mağdur ve mağrur'' olan kişi gitti yerine halkın ilgisinden şımarmış içinde bulunduğu durumu şova ve propagandaya dönüştürmüş, samimiyetsiz birisi geldi, tam da kendisine yakıştığı gibi.

4)- Hepsinden önemlisi Koronavirüslü günler sürecinde yapılan bütün hatalar tıpkı 15 Temmuzdaki aldatıldık açıklamasındaki gibi sıfırlandı, gündemde olan infaz yasası gibi bütün diğer hatalı uygulamalar gündemden düştü konuşulması engellendi.

5)- İki günlük süreçte İBB'ne bel altından vuruldu.

Bir insan, birilerinin hayatıyla oynadığının farkındaysa ve bunun yanlış olduğundan eminse ve bu nedenle istifasını verdiyse istifasının reddedilmesi sonrası bu erdemi ve onuru askıya alıp hiçbir şey olmamış gibi; ''milletimizin ve cumhurbaşkanımızın tutumundan mahçup oldum inşallah milletime hizmet etmeye devam edeceğim'' gibi sözler söylüyor ve şımarıyorsa zaten hiç istifa etmemiştir.

Son söz: Nemalanacak olay bulamıyorsan kendin yarat.

Supernatural
 
metal işleme
Üst