Arama sonuçlarınız

glokom isim, tıp, (l ince okunur), Fransızca glaucome Karasu.

glokoni isim, jeoloji, (l ince okunur), Fransızca glauconie Koyu yeşil renkli, hidratlı doğal demir ve potasyum silikat.

glüten Fransızca gluten 1. isim Katı cisimlerin parçalarını birbirine yapıştıran bir tür madde. 2. isim, kimya Tahıl unlarından nişasta çıkarıldıktan sonra geri kalan albüminli madde.

gnays isim, jeoloji, Almanca Gneiss Kuvars, mika ve feldspattan birleşmiş kayaç.

goblen Fransızca gobelin 1. isim Kanaviçe veya telleri sayılabilecek türde kumaş üzerine renkli iplikle yapılan özel bir işleme. 2. sıfat Bu tür işlenmiş (kumaş).

gocuk, -ğu Bulgarca 1. isim Tek parça hayvan postundan yapılan ceket: "Atını bir direğe bağlar, gocuğunu kafasına çeker, uyurdu." - Sait Faik Abasıyanık 2. isim İçi kürk, pelüş vb.nden yapılan kalın ceket: "Üst baş direğinden gocuğunu, papağını aldı, çizmelerinin kenar kürklerini...

gocuklu sıfat Üzerinde gocuğu bulunan: "Ahır tarafına giden gocuklu ve aba tozluklu kâhyama seslendim." - Refik Halit Karay

gocunmak 1. nesnesiz, -den Bir şeyden alınmak: "Kendiliğinden oluşuveren rol dağılımı çiğnenmediği müddetçe kimse kimseye gocunmuyordu." - Elif şafak 2. nesnesiz, -den Çekinmek, kaçınmak.

godoş isim, Ermenice Pezevenk.

gofret isim, Fransızca gaufrette Üzeri petek biçiminde, arasında krema bulunan, bisküviye benzer tatlı, hafif bir yiyecek.

gol, -lü isim, spor, İngilizce goal Futbol, hentbol, hokey ve buz hokeyi maçlarında topun kaleye sokulmasıyla kazanılan sayı: "Kısacası biz kendimizi yerden yere atar, akınlar durdurur, goller kurtarır, ona paslar sunardık." - Haldun Taner

golcü isim Çok gol atan oyuncu: Millî takımın en büyük golcüsü.

golf, -fü isim, spor, Fransızca golf Çimenlerle kaplı, açık, geniş bir alanda, ufak bir topu özel sopalarla ilerleterek belli bir deliğe sokma amaçlı oynanan oyun.

golfçü isim Golf oynayan kimse.

Erdil Yaşaroğlu: 'Karikatür sevenlere bir açıklama borçluyum' 'Telif davası' haberleriyle gündemde olan karikatürist Erdil Yaşaroğlu, internet sitesi üzerinden açıklamalarda bulundu. "Karikatür sevenlere bir açıklama borçluyum" diyen Yaşaroğlu, son dönemde yaşananlar ve Dan Piraro'nun...

göçertmek -i Bir şeyin çökmesine sebep olmak: Bastığı yeri göçertiyor.

göçkün 1. sıfat, halk ağzında Göçecek duruma gelmiş: Göçkün bir ev. 2. sıfat, halk ağzında Göçebe. 3. sıfat, halk ağzında Yaşı ilerlemiş (kimse), çok yaşlı (kimse).

göçmek, -er 1. -e, -den Yerleşmek amacıyla mahalle, köy, şehir veya ülke değiştirmek: "Selanik elden çıkınca ailesi İzmir'e göçmüştür." - Attila İlhan 2. -e, -den Bazı hayvanlar, sıcak iklimli ülkelere gitmek. 3. nesnesiz Çökmek: "Eğer bir an önce bu işin önüne geçilmezse mendirek...

göçmen 1. sıfat Kendi ülkesinden ayrılarak yerleşmek için başka ülkeye giden (kimse, aile veya topluluk), muhacir: "Ama biz de yeni göçmeniz, hâlden anlarız." - Nezihe Araz 2. sıfat Sıcak iklimli ülkelere giden (hayvan).

göçmenlik, -ği isim Göçmen olma durumu, muhacirlik.