Arama sonuçlarınız

Gazeteci kadri gürsel, kesinleşmiş cezan var denilerek dün sabah saatlerinde metris cezaevine konulmuştu. AYNI GÜN tahliyesine karar verilmiş. Aynı aç kapa musluk bataryasına döndü bizim yargı sistemi! Kendiyle hiçbir fikir ve düşünce birlikteliğim yoktur ama tanınmış bir insan, aylardır...

incitmek 1. -i İncinmesine yol açmak: "Sol ayağımı geçen gün biraz incitmiştim." - Aka Gündüz 2. -i, mecaz Kötü söz veya davranışla birini kırmak, üzmek: "Bu gibi işlerin halkı incitmeyeceğini söylediler." - Memduh şevket Esendal

incizap, -bı (inciza:bı), Arapça inci??b 1. isim, eskimiş Çekme, çekilme. 2. isim Cazibeye tutulma, ilgi duyma: "Kâtibe karşı incizabı, halk türkülerine bile geçti." - Yahya Kemal Beyatlı

inç, -ci isim, matematik, İngilizce inch Uzunluğu 2,54 santimetre olan İngiliz uzunluk ölçü birimi, parmak, pus.

indeks Fransızca index 1. isim Dizin. 2. isim, ekonomi Gösterge: Fiyat indeksi. Geçim indeksi.

indeterminist sıfat, felsefe, Fransızca indéterministe Belirlenmezci.

indeterminizm isim, felsefe, Fransızca indéterminisme Belirlenmezcilik.

indi sıfat, eskimiş, (indi:), Arapça ?ind? Herkesçe kabul edilebilecek bir temele bağlanamayıp yalnız bir kişinin kendi kanısına dayanan: "Bizden evvelki zamanların tarihleri hep değilse de ekseriyetle indi vesikalara istinat etmiştir." - Aka Gündüz

indibindi isim, (indi'bindi) Dolmuş taşımacılığında belli bir alan içinde yapılan en kısa yolculuk.

indifa (indifa:), Arapça indif?? 1. isim, isim, eskimiş, jeoloji Püskürme. 2. isim Başkaldırma, isyan etme, ayaklanma. 3. isim, tıp Kızamık, kızıl vb. hastalıklarda vücutta kırmızı lekeler görülme.

indifai (indifa:i:), Arapça indif??? 1. sıfat, eskimiş Püsküren (yanardağ). 2. sıfat Döküntülü (hastalık).

indikatör isim, fizik, Fransızca indicateur Gösterge.

indinde 1. zarf, eskimiş Bir kimseye göre: "Onun indinde varlığın, dirliğin, bir kara mangır kadar dahi hükmü olmadığını bilirlerdi." - Samiha Ayverdi 2. zarf Yanında.

indirgemek 1. -e Daha kolay ve yalın duruma getirmek. 2. -i, kimya Bir maddenin oksijenini alarak oksit özelliğini yok etmek, irca etmek. 3. -i, matematik Bir işlemi daha kısa veya daha yalın bir biçime sokmak, irca etmek.

indirgen sıfat, kimya Oksit durumundaki cisimlerin oksijenini alma veya daha düşük bir oksitleme derecesine indirme özelliği olan (madde).

indirgenebilir sıfat, kimya Daha düşük bir oksitleme derecesine indirilebilen.

indirgeyici isim, kimya İndirgeme işini yapan, yapabilecek özellikleri taşıyan madde.

indirilmek nesnesiz İndirme işi yapılmak.

indirim isim, ticaret Fiyatta yapılan değer düşürümü, tenzilat, iskonto: "Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Çetin Altan

indirimli sıfat Fiyatında değer düşürümü yapılmış, tenzilatlı, iskontolu.