Arama sonuçlarınız

  1. D

    gevenlik

    gevenlik, -ği isim Geveni çok olan yer.
  2. D

    geveze

    geveze 1. sıfat Çok konuşan, çenesi düşük, gevşek ağızlı, lafçı, lafazan, zevzek, lakırtı ebesi, ağız kavafı, lakırtı kavafı, çene kavafı, cır cır, çaçaron: "Bir insanın geveze, hasis ve korkak olması kendisine yeter." - Necip Fazıl Kısakürek 2. sıfat, mecaz Sır saklamayan, boşboğaz...
  3. D

    gevrek

    gevrek, -ği 1. sıfat Kolayca kırılıp ufalanan: Bazı taşlar çok gevrek olur. 2. isim Ağzın içinde kolayca parçalanıp dağılacak biçimde hazırlanmış bir çörek türü. 3. sıfat, mecaz şen, neşeli (gülüş): "Faik'in şişkin ağzından gevrek bir kahkaha boşaldı." - Peyami Safa
  4. D

    gevrekçi

    gevrekçi isim Gevrek yapan veya satan kimse.
  5. D

    gevreklik

    gevreklik, -ği 1. isim Gevrek olma durumu. 2. isim, fizik Bir maddenin kolay kırılabilir olma durumu.
  6. D

    gevremek

    gevremek 1. nesnesiz Kolay kırılır duruma gelmek. 2. nesnesiz, halk ağzında Ekin olgunlaşmak.
  7. D

    gevretmek

    gevretmek -i Bir şeyin gevremesini sağlamak.
  8. D

    gevşek

    gevşek 1. sıfat Sıkı veya gergin olmayan, gevşemiş olan: "Bizim dost, gevşek kravatıyla, çözük yakasını şöyle bir okşadı." - Çetin Altan 2. sıfat, mecaz Cansız, hareketsiz, iradesiz. 3. zarf, mecaz İlgisiz, kayıtsız bir biçimde: "Bu konuda gevşek davranırsanız periler diyarına akla...
  9. D

    gevşeklik

    gevşeklik, -ği 1. isim Gevşek olma durumu. 2. isim, mecaz İlgisiz, kayıtsız davranış: "O yıllarda hiç dayaksız çocuk okutmak hocanın gevşekliğini gösterirdi." - Memduh şevket Esendal 3. isim, mecaz Uyuşukluk, kesiklik, rehavet: "Kendimde mukavemet yerine zaaf, taarruz yerine aciz...
  10. D

    gevşemek

    gevşemek 1. nesnesiz Sertlik ve gerginliği bozulmak: "Kar kalkmış, hava açmış, ayaz gevşemişti." - Aka Gündüz 2. nesnesiz Çözülmek: Boynuna dolanan kolları gevşedi. 3. nesnesiz, mecaz Yumuşamak, yatışmak, sakinleşmek: "Poker lafını işitmesin, eli ayağı gevşiyor." - Attila...
  11. D

    gevşetilmek

    gevşetilmek nesnesiz Bir şeyin gevşemesini sağlamak, bir şeyi gevşek duruma getirmek.
  12. D

    gevşetmek

    gevşetmek 1. -i Sertlik ve gerginliğini bozmak. 2. -i, mecaz Rahatlatmak, sakinleştirmek.
  13. D

    geyik

    geyik, -ği 1. isim, hayvan bilimi Geyikgillerden, erkeklerinin başında uzun ve çatallı boynuzları olan memeli hayvan (Cervus elaphus): "Geyik çekti bizi kendi dağına / Tövbeler tövbesi geyik avına" - Halk türküsü 2. isim, argo Karısının veya bir kadın yakınının ihanetine uğramış erkek.
  14. D

    geyikdili

    geyikdili isim, bitki bilimi, (geyi'kdili) Eğrelti otugillerden, Kuzey ve Batı Anadolu'nun kıyı kesimlerinde yetişen, yaprakları uzunca dil biçiminde çok yıllık otsu bir bitki (Scolopendrium officinale).
  15. D

    geyikgiller

    geyikgiller isim, hayvan bilimi, çokluk Geviş getirenlerden geyik, alageyik, karaca vb. hayvanları içine alan bir familya.
  16. D

    geyşa

    geyşa İngilizce geisha 1. isim Dansçı ve şarkıcı Japon kadını. 2. isim Özel olarak konuk ağırlamak için yetiştirilmiş Japon kadını.
  17. D

    geyşalık

    geyşalık, -ğı isim Geyşa olma durumu.
  18. D

    gıyap

    gıyap, -bı isim, (gıya:bı), Arapça ?iy?b Yokluk, bulunmama, yitiklik.
  19. D

    gıybet

    gıybet isim, Arapça ?iybet Dedikodu.
  20. D

    gıybetçi

    gıybetçi isim Dedikoducu.
metal işleme
Üst