Arama sonuçlarınız

  1. D

    gider

    gider 1. isim Bir iş için harcanan paranın bütünü, masraf: "Böylece temizleyici giderlerinden tasarruf ettiklerini sanırım." - Haldun Taner 2. isim Binalarda ortak kullanımla ilgili atık suların merkezî kanalizasyona iletilmesini sağlayan boru hattı. 3. isim, ekonomi Gelecekte sağlanacak...
  2. D

    giderayak

    giderayak (gide'rayak) 1. zarf, mecaz Gitme anında, gitmek üzereyken: "Giderayak orada bir de resim imzalamışlar." - Haldun Taner 2. zarf, mecaz Son anda. 3. zarf, mecaz Herhangi bir sürecin sonuna doğru.
  3. D

    giderek

    giderek zarf Yavaş yavaş, derece derece, gittikçe, tedricî olarak, tedricen: "Ödül, yarıştırma kurumlarını giderek ellerinde topluyorlar." - Adalet Ağaoğlu
  4. D

    giderilmek

    giderilmek nesnesiz Ortadan kaldırılmak, yok edilmek: "Ulaşım çileleri böylece giderilince köprüyü tamamen unutmuşlardı." - Ayşe Kulin
  5. D

    gidermek

    gidermek 1. -i Ortadan kaldırmak, yok etmek: "Vapur sorar, yol öğrenir, merakımızı gideririz." - Sait Faik Abasıyanık 2. -i Dindirmek: "Susuzluğunu giderdikten sonra açlığını da bastırmaya kararlı olduğu belliydi." - İhsan Oktay Anar
  6. D

    gidertmek

    gidertmek -i Giderilmesine, ortadan kaldırılmasına yol açmak.
  7. D

    gidi

    gidi 1. ünlem Azarlama sözü: Seni gidi seni! 2. sıfat, halk ağzında Ahlaksız, pezevenk.
  8. D

    girdi

    girdi isim, ticaret Bir üretimde yararlanılan para, gereç ve iş gücü, çıktı karşıtı: "Devlet, işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır." - Anayasa
  9. D

    giren

    giren isim, halk ağzında Hafif bulutlu, sisli hava.
  10. D

    girenlemek

    girenlemek nesnesiz Hava bulutlanmak, serinlemek.
  11. D

    Giresun

    Giresun isim, özel, (gire'sun) Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.
  12. D

    girgin

    girgin sıfat Herkesle çabucak yakınlık kurarak işini yürütebilen, pısırık karşıtı: "Kara kaş, kurnaz, girgin bir kadındı." - Reşat Nuri Güntekin
  13. D

    girift

    girift Farsça girift 1. sıfat Birbirinin içine girip karışmış, girişik, çapraşık: "Girift bir konudur bu, en başta yeni şiir kavramı ile karıştırılır." - Melih Cevdet Anday 2. sıfat Güzel yazı sanatında boş yer bırakmayacak biçimde iç içe istif edilmiş (yazı). 3. isim, eskimiş, müzik...
  14. D

    giriftar

    giriftar sıfat, eskimiş, Farsça girift?r Tutulmuş, yakalanmış.
  15. D

    giriftlik

    giriftlik, -ği isim Girift olma durumu, girişiklik: "Bin türlü giriftliklerle akıp giden bugünkü ahval ve şeraiti yarın ihya etmek kabil midir?" - Hüseyin Cahit Yalçın
  16. D

    giriftzen

    giriftzen isim, eskimiş, müzik, Farsça giriftzen Girift çalan kimse.
  17. D

    girilmek

    girilmek -e Girme işi yapılmak.
  18. D

    girim

    girim isim Girme işi.
  19. D

    girimlik

    girimlik, -ği isim Bir yere girmek hakkını gösteren kâğıt, giriş kartı, duhuliye kartı.
  20. D

    girinti

    girinti isim Düz bir yüzeyde bulunan içeri girmiş bölüm: "İki toprak duvarın birleştiği bir girintide diz üstü büzülmüş görünüyor." - Memduh şevket Esendal
metal işleme
Üst